İtalya'ya Mektup
Yazarımız İbrahim Güngör (guungi) Fabio Cannavaro'nun İtalya'ya gönderdiği mektubu çevirdi.
Eve
dönen herkese,
Şu
sıralar ülkemize olanlar beni kaygılandırıyor ve bana acı veriyor. Her gün
birçok insanın hayatını kaybettiğini görmenin, İtalya’yı böyle acılar içinde
seyretmenin ne kadar korkunç olduğunu anlatamam. Tüm kalbimle hastalıktan
etkilenenlerin yanındayım, özellikle de yakınlarını kaybedenlerin.
Ayrıca,
hayat kurtarmak için ellerinden geleni ardına koymayan sağlık emekçilerini
saygıyla selamlıyorum. Sizler tam şu anda ülkemizin ihtiyacı olan gerçek
kahramanlarsınız.
Öte
yandan, üzülerek söylüyorum; hiçbirimiz Superman değiliz. Hiçbirimiz bu virüse
bağışık değiliz. Epidemi Çin’de ortaya çıktığında, İtalyanlar olarak
etkilenmeyiz diye düşünmüştüm. Sanki hepimiz bir şekilde bize uğramadan
geçeceğini zannediyorduk.
Gerçekten
hafife almışım, en başta sadece bir grip gibi düşünmüştüm.
Ne
yanılmışız.
En
azından ülkeyi kapattık ve insanların evinden çıkmamasını sağladık. Guangzhou
Evergrande, hocalık yaptığım yer. Burada, Çin’de birkaç hafta önce karantinaya
girdim. Buradaki insanlar daha önce SARS ile mücadele ettikleri için ne
yapacaklarını biliyorlar. İtalya’da ise biz hiç böyle bir acil durumla
karşılaşmamıştık.
Ama
şimdi savaşın ortasındayız, hep birlikte savaşmalıyız. Ve bu da bizi en iyi
halimize evireceği anlamına geliyor.
Tabii
ki hepimiz İtalya’nın harika bir ülke olduğunu biliyoruz. Enfes sahillerimiz ve
harika manzaralarımız var. Dışarıda fazla zaman geçirmeye müsait bir iklime
sahibiz. Moda, gıda… Ama İtalya’da hayat o kadar güzel ki bazen kendimizi
geliştirmek için bir şey yapmıyoruz. Bazen kendi iyiliğimizin peşinde koşarken
toplumun iyiliğini düşünmeyi unutuyoruz. Ve bunu yaparken potansiyelimize yazık
ediyoruz.
Her
şeye rağmen iyi ki gururumuzu göstermeye karar verdiğimiz zamanlar var ve
bunlar genelde işler kötüye gittiğinde yaşanıyor, tehlike ve ihtiyaç anında.
Bunu
ben birçok kez tecrübe ettim ve aklıma gelen en iyi örnekler İtalya’nın Dünya
Kupası’nda mücadele ettiği zamanlar. Belki spor müsabakalarının her seferinden
daha anlamsız olduğu şu sıralarda böyle bir şeyi konuşmak garip olabilir. Ama
hepimizin bildiği gibi İtalya’da futbol sadece bir spor değildir, çok daha
fazlasıdır. Milli takım söz konusuysa herkes onun bir parçası gibi hissediyor
ve bir araya geliyor.
Ve
İtalyanlar bir araya geldiğinde başarmaya yakınız demektir.
1982
Dünya Kupası’nı kazanan İtalya’yı seyrettiğim günleri hatırlıyorum.
Akrabalarının ve arkadaşlarının evinde maçları takip eden bir sürü insanla
birlikte Napoli’de, memleketimde, 8 yaşında bir çocuktum. Çok iyi hatırlıyorum
ki İtalya gol attığında birbirimizi tanımamamıza rağmen bağrışır ve sarılırdık.
2006
Dünya Kupası’nda mili takımın kaptanıyken oyuncular arasında benzer bir şeye
şahit oldum. Turnuva başlamadan hemen önce Calciopoli şike skandalı patlak
vermişti ve hazırlıklar için toplandığımızda hepimizin sinirleri gergindi.
Birçok insan skandalın bizi başarıdan alıkoyacağını düşünüyordu.
Fakat
kampta mod çok yüksekti ve bu kilit rol oynadı. Böyle kritik bir dönemde
kendimizi düşünemezdik. Herkesi düşünüyorduk. Ayrıca, Marcelo Lippi gibi grubun
harmonisini ve motivasyonunu sağlayan harika bir lidere sahiptik. Almanya’ya
iniş yaptığımız anda skandalı pratik olarak unutmuştuk. Oynamak için
sabırsızlanıyorduk.
İnsanlar
bana sık sık sorar, neden o yıl Dünya Kupası’nı İtalya kazandı diye. Biz şanslı
olduğumuz için değil, en iyisi olduğumuz için kazandık ve tabii ki
kazanabileceğimize inandığımız için.
Tam
şimdi aynı ruhla, bozulamayacak birlikteliğe ihtiyacımız var ülke olarak.
Dayanışmanın bazı mükemmel örneklerini çoktan gördük. İtalyanca “andrà tutto bene” deyimi her
şey çok güzel olacak anlamına gelir. İşte eve kapanan, korkan, yalnız ya da
depresyonda olanlara bir destek mesajı. İnsanlar sağlık emekçilerini alkışlamak
için balkonlara çıktı. Komşular birlikte şarkılar söyledi. İhtiyacımız olan
birliktelik bu.
Kriz
sona erdiğinde, İtalya farklı olabilir. Birileri işini kaybedecek. Bazıları
iflas edecek. Korkunç bir çalışma temposu gerekecek toparlamak için. Sadece
mümkün olan en kısa sürede aşının bulunmasını umuyoruz ki bu kabusu tek seferde
sonsuzluğa gönderebilelim.
O
güne kadar siper almak zorundayız. Bu yüzden lütfen evde kalalım ve ailemizle
zaman geçirelim. Olabildiğince az insanla direkt temasta bulunalım.
Ayrıca,
toplumun yararına bir şeyler yapmaya çalışalım. Kendi adıma, 2006 Dünya
Kupası’nı kaldırdığım takım arkadaşlarımla birlikte bir fon kurdum. Bağışlar
İtalya Kızılhaç’a gidecek ve hastanelerde virüsü yenmek için ihtiyaç duyulan
noktalara harcanacak. Umarım siz de bana katılarak bağış yaparsınız.
Ve
eğer yapamazsanız, komşunuz için yapacağınız basit bir iyilik büyük bir yol
aldırabilir. Asla unutmamalıyız ki bu bir takım oyunu, hepimiz içinde
olmalıyız.
Doğrudur,
hiçbirimiz Superman değiliz.
Ama
bir arada durursak her şeyi başarabiliriz.
Güçlü
kalın kardeşlerim.
Saygılarımla,
Fabio
Cannavaro
Yorumlar
Yorum Gönder