RÖPORTAJ | İLHAN PALUT
RÖPORTAJ | İLHAN PALUT
2. Ligden yükselip, kemik kadroya bir kaç takviyeyle mücadele ettiniz. Zirve mücadelesi içine olmayı bekliyor muydunuz?
2. Ligden 1. lige çıkarken 14 oyuncuyu koruduk. Bu, sistemimizi devam ettirmek amaçlı bir hamleydi. İlk hedefimiz yere sağlam adımlarla basmaktı. Ondan sonra gelebileceğimiz yere gelmekti. Ben takımıma güveniyordum. İlk ikiye, ilk üçe girebilirdik bunu bekliyordum dersem bu insanlara bira değişik gelebilir ama ben 5. haftadan sonra ki 5. haftada itibariyle 3 mağlubiyet almıştık. Bu süreçten sonra bu ligin zirvesine tırmana bileceğimizi gördüm. Çünkü takımım skorlardan bağımsız oyun olarak çok iyi işler yaptı. Sezon başında değilsede özellikle 5. haftadan sonra bu ligin zirvesini zorlaya bileceğimize olan inancımız arttı.
Sezona çok iyi başlamadınız özellikle Adana Demirspor maçından sonra şehirde eleştiriler arttı. O dönem takımı bırakmayı düşündünüz mü?
Dediğin gibi ilk 5 hafta kötü sonuçlar aldık. Fakat futbol olarak rakiplerimizden daha üstün oyunlar ortaya koyduk. Ama puan olarak 15 puanın sadece 4 ünü toplayabildik. Bu sıkıntılı bir durumdu. Lige yeni çıkan bir takım, yeni çıkan bir şehir, acaba neler oluyor küme mi düşeceğiz gibi homurtular oldu.Hatta istifaya davete kadar bir süreç yaşadık. Bırakıp gitmeyi düşünmedim. Mücadeleden asla vazgeçmem ama olay İlhan Palut gitsin mi kalsın mı? durumuna dönse, Hatayspor'u bir kenara bırakıp İlhan Palut üzerinden bir tartışmaya dönseydi ve bu durum Hatayspor'un sportif durumundan daha da öne çıkmaya başlasaydı ben de gerekeni yapacaktım. Fakat 6. haftayla beraber takım puan ve sıralama anlamında yükselmeye başladı. Böyle bir şeye gerek kalmadı.
Hamza Gür, Caner Hüseyin Bağ, Selim Ilgaz, Sadi Karaduman gibi bir çok oyuncu kendi adlarına kariyer zirvesi yaptılar. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Biz takım olarak yükü paylaşan bir ekibiz. Takımda herkes görev tanımlamasını biliyor. Bu çerçevede oynadıkça onlar da rahat ediyor. Onun için oyuncularımız kariyerlerinin en iyi yıllarını geçirdiler. Bunu görevlerini bilip ve dağılmalar yaşamamasına ve bunun da hafta hafta oynama alışkanlığı ile beraber performans olarak daha yukarı taşınmasına bağlıyorum. İnşallah bu şekilde devam edip daha iyi yerlerde olurlar.
3 Sezondur oynadığınız liglerde liglerin en az gol yiyen takımı oldunuz. Bunun sırrı nedir? Bunu sadece takım savunmasına bağlayabilir miyiz?
Takım savunmasını mutlaka çalıştık. Bizim takımda herkes top bizdeyken veya rakipteyken nasıl oynaması gerektiğini biliyor. Bunun dışında savunma bölgesine de özel antremanlar yaptık. Futbolcularım bu doğrultuda gerekli mücadele ve konsantrasyonu ve öz veriyi gösterdiler. Bu da bize az gol yeme istatistiği kazandırdı.
Bu sezon en çok üzüldüğünüz ve sevindiğiniz maç ya da maçtaki an neydi?
Bu sene en çok üzüldüğüm maç 2 tane var. Biri deplasmandaki Adana Demirspor maçı gerçekten çok iyi oynadık. Topa sahip olan takımdık. Ve maçın sonuna baktığımızda 3-0'lık mağlubiyetle sahadan ayrıldık. Gerçekten üzücü bir skordu. Maç içerisindeki olaylar, maç ertesinde yaşananlar çalışmalarımızın karşısında görmememiz gereken durumlardı aslında. Ama futbolda bunların olduğunu birçok kez gördük. Bir de içerideki 1-1 biten Denizlispor maçına çok üzülmüştüm. 1-0 öndeyken ve oyuna çok hakimken ekstra bir gol yedik ve bu da zirveye tam ortak olacağımız maçtı. Bu da beni üzen maçtı. En çok sevindiğimiz maç ise içerideki Gençlerbirliği galibiyeti ve Play off'daki Adana Demirspor karşısındaki 90+7. dakikada attığımız gol ile kazandığımız maç.
Adana Demirspor karşısında saha içine bir koşunuz var. O anda ne hissettiniz?
90+3 gol yedik gerçekten 1 senenin emeği çok talihsiz bir gol ile gidebilirdi. Onun şokunu yaşarken maç bitti derken hatta sezon biterken gol attık ve burada duygular artık boşalabiliyor. Ben gollerden sonra çok sakin durabilen, sevincimi kendi içimde yaşayabilen bir insanım ama orada bir duygu patlaması oldu ve nereye koştuğumu bilmeden koştum. Ve sevincimi yaşadım. Bu farklı noktalara çekildi. Yok Demirspor kulübesinin önüne gelmiş onlara karşı sevinmişim falan. Beni tanıyanlar bilir benim öyle bir yapım yok. Son saniyede gelen çok değerli bir golün duygu patlamasıydı sadece.
Hocam çok fazla yabancı futbolcu kullanmıyorsunuz. Yabancı kuralı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Biz almamız gerektiği kadar yabancı futbolcu aldık. Ama bizim yerli oyuncularımız Caner, Selim, Kubilay gibi oyuncularımız aldığımız yabancı futbolcuların performans olarak üzerine çıktı. Biz şunu yapmadık sırf yabancı diye bir oyuncuyu sahaya sürmedik. Performans odaklı düşündük ve o yüzden bizde yerli oyuncular daha fazla şans buldu. Bu kuralın kaldırılmasına taraftar değilim. Aynı şekilde uygulanmasını savunuyorum. Zaten yabancı sınırlamasının yetenekli Türk oyuncuların önünü tıkandığını asla düşünmüyorum. Bunun zaten Cengiz, Merih, Zeki gibi birçok örneği var. Bu yüzden yabancı sınırlamasının aynı şekilde devam etmesinde sakınca görmüyorum.
Şampiyonluk yaşamadınız ama gönüllerin şampiyonu oldunuz taraflı tarafsız herkesin sempatisini kazandınız. Bu durum önümüzdeki sezon sizi nasıl etkiler?
En korktuğumuz şey gönüllerin şampiyonu olmaktı aslında onu da olduk. Biz sezonu gerçek şampiyon olarak tamamlamak istiyorduk. Geçen sene bocaladığımız zamanlar vardı. Ama bu sene doğru şeyler yaptığımız zaman hedefe yürüyebileceğimizin yanıtlarını aldık. Bence bu bizi olumlu etkileyecektir. Sonuçta lige alışacak bir süremiz, bir paniğimiz olmayacaktır. Geçen sene gösterdiğimiz iyi performansın bu seneye olumlu yansıyacağını düşünüyorum.
Türkiye Kupasında Başakşehir'i en formda oldukları zamanda yendiniz. Galatasaray'a ise tabiri caizse ecel terleri döktürdünüz. Sizin Türkiye Kupasında üst turlara oynama gibi bir hedefiniz var mıydı? Bu maçlar ligdeki durumunuzu etkiledi mi?
Türkiye Kupasını ; biz şehrin bir mutluluğu ve bu heyecanı taraftarımıza yaşatmak ve istediğimiz kadar süre veremediğimiz oyuncuların rotasyonunu sağlama amacıyla fırsat olarak gördük. Ama oyuncularımız gerçekten büyük performans gösterdiler. Ve en az Galatasaray, Başakşehir kadar rotasyon yaptık. Türkiye Kupası bizi özellikle 2 maç etkiledi. Biri deplasmanda 2-0 yendiğimiz Karabükspor maçıydı çok zorlanmıştık. Diğeri de Galatasaray deplasmanı dönüşü 2-0 yenildiğimiz Gazişehir maçıdır. Türkiye kupasının ligde şampiyonluğa oynayan takımları 1 tık etkileyebileceğini düşünüyorum. Ama Galatasaray ve Başakşehir maçlarında yaşadığımız heyecan ve taraftarımızın aldığı keyif ve oyuncularımızın kendi kariyerleri için aldığı sonuçlar oldukça mutluluk vericiydi.
Hocam şuan ki kadronuzdan Murat Papuli ve Diallo gitti. Caner Hüseyin Bağ ve Mirkan'ında sözleşmesi bitti. Önümüzdeki sezon kadro planlamasına kaç transfer düşünüyorsunuz?
Normalde kadro korunursa 3 transferin bize yeteceğini düşünüyordum. Çünkü gerçekten oturmuş bir kadromuz vardı. Ama bu iki oyuncuyla birlikte bu sayı beşe çıktı. Umarım başka ayrılıklar olmaz ise 5 oyuncu transferiyle sezona başlamak istiyoruz. Sağ bek transferini yerli, 2 orta saha alacağız biri yerli birini yabancı düşünüyoruz. Mirkan'ın durumuna göre 1 ya da 2 forvet alacağız. Onların ikisi de yabancı olabilirler.
Selim Ilgaz'ın gitme durumu var. Medyaya yansıdığı kadarıyla kulüp olarak 6 milyon gibi bir beklentiniz var. Takımda kalmasını ister misiniz, yoksa 6 milyon civarı bir teklif gelirse gitmeli mi?
İşin maddi boyutunu bilmiyorum ama ben teknik olarak Selim gibi bir oyuncuyu kaybetmek tabii ki istemiyorum. Fakat Selim'in kariyeri açısından çok güzel bir gelişim olacaksa ve Hatayspor maddi şartlarda tatmin olacaksa biz de futbolcumuzun önünü kapatmak istemeyiz. Ama şuanda ben planlarımı Selim'in varlığı yönünde yapıyorum ve kalmasını istiyorum.
Medyada bir kaç süper lig takımından transfer teklifi aldığınız yazıldı. Size gelen resmi bir teklif var mıydı?
Evet, resmi teklifler aldım. Ama bu sene Hatayspor'da kalmaya karar verdim. Doğru işler yapmaya devam ettiğimiz sürece bu tekliflerin bize gelecek son teklifler olmadığını düşündüm. Ve Hatayspor'da bu sene aynı mücadeleyi gösterip daha iyi şeyler yapabileceğimize inandım ve bu mücadele gücünü kendimde hissettim ve bu noktada Hatayspor'da kalmaya karar verdim ama dediğin gibi güzel teklifler oldu.
Hatay Belediye Başkanı Sn. Lütfü Savaş'ın takımda kalmanız yönünde bir demeci oldu. Takımda kalmanızda onun bir etkisi oldu mu? Takımda kalmanızda ki en önemli etkenler nelerdi?
Takımda kalmamın 2 boyutu var. Biri futbol boyutu, futbol boyutunda yarım kalan işimiz için mücadeleye devam edebileceğimiz ile alakalı bir inanca sahip oldum. İşin diğer boyutuna geldiğimizde; göreve geldiğimizden beri Büyükşehir Belediye Başkanı başta olmak üzere camiamızın bize gösterdiği bir inanç ve duruş vardı. İşin duygusal boyuta da Belediye Başkanımızın bizim burda kalmamızı istemesi mutlaka etkili olmuştur.
Kariyer planlamanızda ki hedefiniz nedir?
Bu sene Hatayspor'u getirebileceğimiz en iyi noktaya getirmeye çalışacağız. Orta ve uzun vadede tabi ki kendim için olabilecek en iyisini istiyorum. Hatayspor'daki misyonumuz bir gün biter. Ve bizde hayallerimizin peşinden koşmaya devam ederiz. Hatayspor'dan sonra basamaklar; Süper Lig sonra 3 büyükler sonra belki Milli Takımdır sonra Avrupadır. Yani futbolda hedefler asla bitmez. Hedefler bittiği zaman çalışma motivasyonu da son bulur. Evet kendim için en iyisini istiyorum ama önemli olan bunları adım adım atmak.
Hocam röportaj için çok teşekkür ederim ve başarılarınızın devamını dilerim.
Ben de çok teşekkür ederim. Sana ve sitedeki arkadaşlarına da başarılar dilerim.
HAZIRLAYAN : BULUT TUKSAL
Yorumlar
Yorum Gönder