PRO LİSANS SORUNSALI VE GENÇ TEKNİK ADAMLAR
PRO LİSANS SORUNSALI VE GENÇ TEKNİK ADAMLAR
Her meslek
grubunun farklı zorlukları vardır.
Basamakları tırmanıp merdivenin en üstüne
çıkmak ise iş hayatına girmiş her gencin hayattaki amacıdır.
Bu amacı
gerçekleştirmek genellikle uzun yıllar alır.
Bazı şanslı
insanlar bu gayelerini gerçekleştirebilirken çoğu insan da gerçekleştiremeden
hayata gözlerini yumar.
Pek çok
insanın hayallerini süsleyen teknik direktörlük mesleği ülkemizde ne kadar
kolay?
Bu yazımızda bunu derleyeceğiz.
Ülkemizde futbol mesleğinde ise işler
çok farklı gelişiyor.
Son yıllarda yapılan değişikliklerle beraber profesyonel
4 ligimizde de UEFA PRO Lisanslı antrenörlerin çalışması zorunlu hale gelmiş
durumda.
Bu değişikliklerle beraber bazı antrenörler teknik sorumlu olmaya yetecek
PRO Lisansı alabilirken bazıları ise halen daha alamamış durumda.
Ülkemizde 5
ayrı lisans grubu bulunuyor.
Bunlar Grassroots C, C Lisans, B Lisans, A Lisans
ve PRO Lisans.
Antrenör lisansı alabilmek için farklı bir puanlama sistemi
bulunuyor.
Bu sistemde
BESYO Antrenörlük futbol ana dalı mezunlarının C lisans almaya hakları
bulunurken diğer kişilerin en alt basamak olan Grassroots C ve C lisans
kurslarına başvurma başlama hakları bulunuyor.
Profesyonel
ve milli futbolcuların ise puanlamada ve lisans almada ciddi bir avantajı var.
Buda futbolun dışından gelen veya amatör futbol oynamış kişilerin dezavantajı
oluyor.
En alt seviye olan Grassroots C lisans sahibi olan bir futbol
antrenörlüğünün en üst seviye olan PRO Lisansı alması için en az 11 sene farklı
kademelerde görev yapması gerekiyor.
Ama bu 11 sene tamamen imkansız.
Çünkü
zorunlu çalışma yıllarını tamamlamış bile olsan kurslara tefrik edilmek için
gerekli puanlamalardaki ayrıcalıklar bunu imkansız hale getiriyor.
Bu zorlu
koşullarda pek çok antrenör çareyi PRO Lisans sahibi antrenörlerden lisans
kiralayarak görev yapmakta buldu.
Eczacılık diplomasının kiralanması gibi bir
durum.
Ülkemizde 3.lig hariç 4 profesyonel ligde bu sene "RESMİ" olarak görev alan teknik direktörler
Olayın bu tarafından bakınca da TFF kendi eliyle kulüpleri sahtekarlığa
itmiş oluyor diyebiliriz. Ülkemizdeki bir çok antrenör PRO
Lisans sahibi antrenörlerin lisanslarını kiralayarak görev yapıyor. Bir diğer
taraftan ülkemizde görev yapan teknik adamların yaş aralıklarına baktığımızda
durumun vehametini, genç antrenörlere güvenilmediğini veya genç teknik adam
adaylarının PRO Lisans alamadıklarından dolayı görev alamadıklarını görüyoruz.
Teknik adam
yaş tablosu
Yukarıdaki
tabloyu Almanya ile karşılaştırırsak;
Ülkemizde şuana dek 4 ligde 30-39 yaş
arası sadece 1 Pro Lisanslı çalıştırıcı bulunurken Almanya’da sadece en üst
seviye lig olan Bundesliga 1’de şuana dek 7 Pro Lisanslı çalıştırıcı çalışmış
durumda. Almanya’yı ise bu konuda Belçika Pro Lig (5 çalıştırıcı), İsviçre
Süper Ligi (3 çalıştırıcı), İsveç Alevskan (2 çalıştırıcı) ile takip ediyor.
Bu liglerin
ana özelliği ise gelişmekte olan ligler olmaları.
Her zaman dert yandığımız
genç oyuncu yetiştirilmesindeki zorluğu genç teknik adamlara görev
verilmemesiyle de sorgulamamız olası bir sonuç olarak ortaya çıkıyor.
Modern
futbol, modern futbolcu olsun istiyoruz ama “demode” teknik adamlarla bu istediklerimize nasıl
ulaşacağımız da bir başka konu.
Almanya
dışındaki diğer elit liglere baktığımızda ise;
İngiltere Premier Lig ve İtalya
Serie A’da bu yaş grubunda 1’er çalıştırıcı ile çalışılırken
Fransa Lig 1’de bu
yaş grubunda hiçbir çalıştırıcı ile çalışılmadığını görüyoruz.
Almanya’daki
bazı antrenörlerin kariyerlerine göz attığımızda ülkemizle aradaki farkı gayet
net görebiliriz.
Hoffenheim
teknik direktörü Julian Negelsmann;
Bugün çoğu
kişinin gözdesi olan bir hoca. 20li yaşlarında 1860 Münih’le 4.ligde forma
şansı bulamayan bir oyuncuyken erken yaşta futbolu bırakıyor.
Kariyerinde
Augsburg ve 1860 Münih’te Maç analiz antrenörlüğü ve Hoffenheim’da U17 yardımcı
antrenörlüğü bulunan Negelsmann 11.02.2016’da A takım teknik direktörlüğüne
getirilirken PRO Lisans sahibi değildi. Ancak bu lisansı 1 ay sonra aldı. Yani
Pro Lisansa 28 yaşında sahip oldu.
Schalke 04
teknik direktörü Domenico Tedesco;
Üniversitede
öğrenciyken Antrenörlük lisansını da almış. Antrenörlüğe çok genç yaşlarda
başlamış. Stuttgart ve Hoffenheim’da altyapılarda antrenörlük ve teknik adamlık
yaptıktan sonra Almanya Bundesliga 2’de Aue’yle beraber ilk teknik adamlık tecrübesini
yaşamış. 32 yaşındaki Tedesco 30 yaşında PRO Lisans sahibi olmuş.
Mainz teknik
direktörü Sandro Schwarz;
20 yaşında
profesyonel olup 6 sezon boyunca Bundesliga 2’de, 3 sezonda yerel liglerde
forma giymiş, hiç Bundesliga 1’de futbol oynamamış bir isimken şuan Almanya’nın
en üst seviyesinde bir takımın başında. 2009’dan beri teknik adamlığın içinde
yer alıyor.
Stuttgart
teknik direktörü Hannes Wolf;
Kariyeri
boyunca alt liglerde forma giymiş bir oyuncu. 2009-2016 yılları arasında
Dortmund’da farklı yaş kategorilerinde antrenörlük yapmış.
Daha böyle
çok sayıda antrenör çıkartabiliriz Almanya’dan.
Ortak özelliklere baktığımızda;
1-Futbolculuk
kariyerlerinin pek önemi yok. Futbolculuk kariyeri bulunmayan isimler de var,
Almanya’nın
en ücra alt lig sahalarında futbol oynamış olan da. Ancak ortak özellik; Pro
Lisans sahibi olarak Bundesliga’da teknik adamlık yapabilmeleri. Bizde ise
kulüpler iş, Federasyonumuz da lisans verirken nerede oynadı, kaç kez milli
olmuş gibi sorulara bakıyor
2-Altyapılarda
görev yapmış isimlere güven; Yukarıdaki teknik adamların ortak özelliği
altyapılarda en az 8 yıl süreyle görev yapmış teknik adamlar olmaları. Bizde
ise altyapı hocası altyapı hocasıdır denir.
Kulüplerimiz
güvenmez ve muhtemelen altyapı antrenörü olarak emekli olur. O da şanslıysa
tabii.
3-Antrenörlüğe
en üst basamaktan başlamamak; Bu ülkemize ters bir özellik. Bizde kramponları
asan kişinin en üst düzey ligde hemen teknik adam olarak görev alması makbuldür.
Yukarıda saydığımız ve sayamadığımız isimlerin hepsi ya alt liglerde yada
altyapılarda görev yapmış isimler.
4-PRO Lisansı
erken alabilmek; Dedik ya Negelsmann 28, Tedesco 30 yaşında PRO lisans almış.
5-Bu antrenörlerin bir diğer ortak özelliği de her ne koşulda olursa olsun verilen şansı geri almak ta acele edilmemiş ve neler yapabileceği konusunda bu şansı kullanmaları için zaman bulabilmişler. Oysa bu durum ülkemizde örneklerle de sabit olmakla birlikte, şansı yakalayan genç teknik adamlara sabır gösterilmemiştir.
TÜFAD ve TFF’ye sormak gerekir bizim elimizde bu yaşlarda kaç tane PRO Lisans sahibi teknik adam var diye.
5-Bu antrenörlerin bir diğer ortak özelliği de her ne koşulda olursa olsun verilen şansı geri almak ta acele edilmemiş ve neler yapabileceği konusunda bu şansı kullanmaları için zaman bulabilmişler. Oysa bu durum ülkemizde örneklerle de sabit olmakla birlikte, şansı yakalayan genç teknik adamlara sabır gösterilmemiştir.
TÜFAD ve TFF’ye sormak gerekir bizim elimizde bu yaşlarda kaç tane PRO Lisans sahibi teknik adam var diye.
Çünkü bizim
elimizde böyle bir veri yok!
Üstüne üstlük profesyonel liglerde PRO lisansları
olmasa bile görev yapan ve heyecanla PRO lisans kursu bekleyen teknik adamlar
gözümüzün önünde!
Peki bu konular bu kadar önemliyken niye gündeme gelmiyor ?
Çünkü bu
konuları gündeme getirecek olan;
Pro lisans sahibi olmayan teknik adamlar
kariyerleri boyunca bir daha pro lisans sahibi olamazlar.
Bir şekilde Pro
lisans sahibi olmuş faal teknik adamlar ayrıcalıklarının tadını çıkarıp bana
dokunmayan yılan bin yaşasın diyorlar.
Pro lisans sahibi olmuş ama tercih
edilmeyen teknik adamlar deseniz lisansını kiralayıp yattığı yerden kaymağını
yiyorlar.
Kulüpler deseniz pro lisansız teknik adamlarla çalışıp suç işliyorlar
ama buna uydurulan kılıfla işlerini görüyorlar onlarda konuşmaz.
Basın desen
reyting getirmeyecek işlerle uğraşmaz.
Onlar için pro lisans kursları; Fatih
Terim’in , Şenol Güneş’in , Aykut Kocaman’ın konuşmacı olarak katılıp
.katılmadığı dedikodularından ibaret alelade bir kurs.
Çünkü bu
ülkede altyapı gelişmiş gelişmemiş, kaliteli oyuncu nasıl yetişir, genç
oyuncularımız ne durumda, genç teknik adamımız niye yok gibi dertler yok.
Nasıl olsa Almanya’dan yetişmiş futbolcu getirtiriz,
gelmeyenleri vatan haini ilan ederiz oldu bitti.
Milli
takımımızın başında 70 küsür yaşında yabancı teknik adam var kimsenin derdi
değil.
Hala milli takım boşta kaldığı zaman Fatih Terim, Mustafa Denizli, Şenol
Güneş’den başka yerli teknik adam düşünemiyoruz kime ne.
Bizim için 55
yaşındaki Abdullah Avcı hala genç teknik adam.
TFF ne zaman
şapkasını önüne koyacak ve gerçek sorunlarımızla ilgilenecek,
ne zaman
adamcılık bitecek işte o zaman bizde de futbolcular yetişmeye başlayacak ,
Bizde de 30 yaşında teknik adamlar süper lig seviyesinde takım çalıştırmaya
başlayacak.
İşte bu yüzden şu Pro lisans kurslarına çağrılma koşullarındaki
adaleti sağlamak ülke futbolunun geleceği için çok büyük bir adım.
İnşallah bu
sorunu bizim gördüğümüz gibi büyüklerimizde görüyor ve çözüm yoluna gitme
çalışmaları yapıyorlardır.
Burada sabır göstermesi gereken kulüplerimiz olması gerekirken, kendini ispat aşamasında olan vecibelerini tamamlamış Genç Teknik Adamların pro lisans konusunda da TFF nın insiyatif kullanabileceğini Avrupadaki örneklerle desteklemeye çalıştık.
Burada sabır göstermesi gereken kulüplerimiz olması gerekirken, kendini ispat aşamasında olan vecibelerini tamamlamış Genç Teknik Adamların pro lisans konusunda da TFF nın insiyatif kullanabileceğini Avrupadaki örneklerle desteklemeye çalıştık.
Hazırlayanlar
: S.Kerim KARABAĞ
Bulut TUKSAL
Yorumlar
Yorum Gönder